Eğitim toplumun her kesimine etki eden bir faaliyet. Bu nedenle bilimsel alt yapısının olması çok önemli. Bu yazımızda eğitim bilimi kapsamında yapılan araştırmalardan seçtiğimiz 12 tanesini yayınlıyoruz. Yeni araştırmalara yeni yazılarda yer verilecek. Bu nedenle sosyal medyada takip etmeyi unutmayın.
1. Okullarda sosyal ve duygusal öğrenme programlarının etkisi
270.000 öğrenci üzerinde yapılan bir araştırmaya göre okullarda uygulanan “Bilişsel kontrol, sosyal ve duygusal öğrenme programları” şu etkileri göstermiştir:
1. Sınıfta uygun şekilde davranmak, okulu sevmek ve iyi katılımı %10 oranında artmıştır.
2. Antisosyal davranış (sınıfta şiddet, şiddet, zorbalık) yaklaşık yüzde 10 düşürmüştür.
3. En ilginç şekilde, akademik başarı testlerindeki başarı puanları yüzde 11 artmıştır.
4. Ayrıca bu programlar için harcanan her bir doların, çocuk suçunun azaltılmasından, yüksek yaşam boyu kazançlardan ve daha iyi zihinsel ve fiziksel sağlığa kadar, uzun vadeli faydalarda 11 ABD doları olduğunu buldular. Yani yatırılan 1 dolar 11 dolar katkı sağlamıştır.
Kaynak: Belfield, C., Bowden, B., Klapp, A., Levin, H., Shand, R., & Zander, S. (2015). The Economic Value of Social and Emotional Learning. New York, NY: Center for Benefit-Cost Studies in Education.
2. Ödev ama ne kadar?
Fernández-Alonso, R., Suárez-Álvarez, J., & Muñiz, J. (2015). tarafından yapılan bir çalışmaya göre;
“Ortaokul öğrencilerinin günlük matematik ve fen ödevine 70 dakikaya kadar zaman ayırması faydalı iken, 90-100 dakikadan fazla bir zaman ayırmaları akademik performanslarında düşüşe neden olmaktadır.”
Kaynak: Fernández-Alonso, R., Suárez-Álvarez, J., & Muñiz, J. (2015). Adolescents’ Homework Performance in Mathematics and Science: Personal Factors and Teaching Practices. Journal of Educational Psychology, 107(4), 1075–1085
3. Otizm ve tiyatro arasında nasıl bir ilişki var?
Vanderbilt Üniversitesinden bilim insanlarının yaptığı bir araştırmanın bulgularına göre, tiyatro otizmli öğrencilerin grup halinde oynamayı, başkalarıyla iletişim kurmayı ve yüzleri tanımayı öğrenmelerine yardımcı olmaktadır.
Kaynak: Corbett, B. A., Key, A. P., Qualls, L., Fecteau, S., Newsom, C., Coke, C., & Yoder, P. (2015). Improvement in Social Competence Using a Randomized Trial of a Theatre Intervention for Children With Autism Spectrum Disorder. Journal of Autism and Developmental Disorders, 1-15.
4. Fiziksel mekan ve eğitim arasındaki ilişki
İngiltere’deki 27 okulda eğitim bilimciler fiziksel mekan ve öğrenme arasındaki ilişkiyi anlamak için bir araştırma yapıyor.
Sonuçta; aydınlatma, düzen ve dekorasyon dahil olmak üzere bir sınıfın fiziksel tasarımının, akademik performansı yüzde 16’ya kadar arttırabildiğini gördüler.
Kaynak:Barrett, P. S., Zhang, Y., Davies, F., & Barrett, L. C. (2015). Clever Classrooms: Summary report of the HEAD project. University of Salford, Manchester.
5. Oyun öğrenmeyi destekliyor
Oyun, öğrencilerin öğretimden alacağı verimi artırarak potansiyellerinin üstüne çıkmasını destekliyor. Bunu bilimsel çalışmalarda göstermektedir.
Beyin aktivitesini tarayan nörobilimciler, öğrenciler arasındaki oyun tabanlı rekabetin, çalışma belleğini, odaklama ve iyileştirme yeteneklerini artırdığını ve daha iyi performansa yol açtığını ortaya çıkardı.
Howard-Jones, P. A., Jay, T., Mason, A., & Jones, H. (2016). Gamification of Learning Deactivates the Default Mode Network. Frontiers in Psychology, 7.
6. Gençliğin internet bilinci
Stanford Tarih Eğitim Grubu yayınladığı bilimsel makalesinde;
– günümüz gençlerinin dijital çağın yerlisi olmalarına rağmen internetten buldukları bilgileri değerlendirmekte zorlandıklarını,
– %80nin reklam içeriklerini gerçek sandığını,
– sahte hesapları anlayamadıklarını,
– reklam içeriğine sahip sahte haberlerle kandırılabildiklerini ve
– bir iddianın kanıtı olarak sadece fotoğrafı yeterli gördüklerini belirtiyor.
Kaynak:Stanford History Education Group. (2016). Evaluating Information: The Cornerstone of Civic Online Reasoning. Stanford, CA: Author.
7. Çocuklara biyografi okutulmalı
Lin-Siegler ve arkadaşlarının yaptığı bir araştırmaya göre “DAHİ” fikrinin gençleri korkuttuğunu gösteriyor. Gençlerin ünlü bilim insanlarının hayat hikayelerini, mücadelelerini okuduklarında ve onları normal insan olarak düşündüklerinde motivasyonları, puanları ve başarılı olmaya yönelik inançları artmaktadır.
Dolayısıyla çocuklara başarılı insanların biyografilerini okutmak çok önemlidir.
Kaynak: Lin-Siegler, X., Ahn, J. N., Chen, J., Fang, F. F. A., & Luna-Lucero, M. (2016). Even Einstein Struggled: Effects of Learning About Great Scientists’ Struggles on High School Students’ Motivation to Learn Science. Journal of Educational Psychology. Advance online publication.
8. Anaokulu yeni birinci sınıf mı?
Bir araştırma kapsamında 1998 ve 2010 yılları arasında anaokulları ile ilgili ulusal temsili veri seti karşılaştırılmıştır.
Sonuçta; anaokulu öğretmenlerinin her yıl okuryazarlık, matematik gibi öğretim ve değerlendirme faaliyetlerine sanat, müzik ve bilim’e göre daha fazla zaman ayırdıkları tespit edilmiştir. Araştırmanın başlığı ise anlamlı: Anaokulu Yeni Birinci Sınıf mı?
Kaynak: Bassok, D., Latham, S., & Rorem, A. (2016). Is Kindergarten the New First Grade? AERA Open, 2(1)
9. Öğretmen olmak
3.000’den fazla devlet okulu öğretmeni üzerinde yapılan bir araştırmaya göre öğretmenlerin;
-% 82’si, öğrencilerin hayatlarında fark yaratmanın öğretmen olmanın en iyi yönü olduğunu,
-%45’i ise öğrencilerin tam potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olmak istediklerini belirtti.
Kaynak: Rentner, D.S., Kober, N., & Frizzell, M. (2016). Listen to Us: Teacher Views and Voices. Washington, DC: Center on Education Policy.
10. Jestler öğrenmede etkili mi?
Iowa Üniversitesinde psikoloji doçent S.W.Cook öğretmenlerin ders anlatırken jest/el kol kullanmalarıyla,ellerini birbirine kenetleyerek ders anlatması gibi jest/mimik senaryolarını inceledi.
Sonuçta:Çocukların jestlerle/el kol hareketleri ile ders ankatan öğretmenlerden daha iyi öğrendiği sonucuna ulaştı.
11. Para okulda başarıyı destekliyo rmu?
Ekonomist J.Guryan bir araştırma için okudukları kitap sayısına göre yazın çocuklara para vereceğini söylemiş.
Araştırma sürecinde çocukların okuduğu kitap sayısı artmış. Fakat okuduğunu anlama skoru başarısız öğrencilerde artmamış, başarılı öğrencilerde ise çok az bir artış görülmüş.
Sonuçta maddi ödüller başarısız çocuğu başarılı yapamıyor. Taktir getir bisiklet alacağım teorisi bu araştırmayla zarar görmüş oldu. 😀
12. Övgü ve başarı ilişkisi
Stanford üniversitesinden Carol Dweck çabanın övülmesinin çocukların başarısı üzerindeki etkisini bulmak için 128 öğrenci üzerinde bir araştırma yapıyor.
Sonuçta çabaları için övülen çocukların %92’si, övülmeyenlerin ise %62’si yeni soru/konuyu seçerek çalışmaya devam etmiştir.
13. Öğretmenin çocuğa bakışı başarısını etkiliyor
Psikolog Robert Rosenthal tarafından öğrenciler üzerinde yapılan bir araştırma sonucunda; öğretmenlerin başarılı olacaklarını düşündükleri çocuklara (çoğu zaman farkında olmadan) daha sıcak yaklaştıklarını tespit etti. Yani çocuğun zeki olduğuna inanan öğretmen ona daha fazla bilgi aktarıyor. Bunada pygmalion etkisi deniyor.
14. Kitap Okumak Beyinde Biyolojik Değişikliğe Yol Açıyor
Nörologlar kitap okumanın duyusal becerilerde artışa neden olduğunu ispatladı.
Nörologlar, kitap okumanın beyinde biyolojik değişikliklere yol açabildiğini gösterdi.
Nörologlar, kitapseverlerin düşüncelerini haklı çıkardı: kitaplar gerçekten de hayatınızı değiştirebilir. Brain Connectivity’de yayımlanan makaleye göre, kurgusal bir hikâyeye dalmak, beyin fonksiyonlarının işleyişinde beş güne kadar değişiklik yaratabiliyor.
Emory Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, katılımcılardan, milattan sonra 79 yılında geçen ve sevdiği kadını Vezüv Yanardağı’nın patlamasından kurtarmaya çalışan bir adamı anlatan tarihsel gerilim kitabı Pompei’yi okumalarını istedi.
Katılımcıların temel aktiviteleri, kitabın okunmasından önceki beş gün boyunca kaydedildi ve sonrasında da her bir katılımcı, romanı bölümler halinde dokuz gün içerisinde okudu. fMRI taramaları sonucunda her günün sonunda, beynin dil temelli sol temporal lobunda aktivitenin arttığı gözlemlendi. Buna ek olarak katılımcıların duyusal becerilerinde de artış olduğu görüldü.
Nörolog Gregory Berns, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Fiziksel his ve hareket sistemlerinde gözlemlediğimiz nörolojik değişiklikler, roman okumanın, sizi, bir anlamda başkarakterin bedenine aktarabileceğini gösterdi. İyi hikâyelerin okuyucuları mecazi anlamda bir başkasının yerine koyabildiğini zaten biliyorduk. Şimdiyse bunun yanında biyolojik değişikliklerin de gerçekleştiğini söyleyebiliriz.”
Yapılan araştırma yirmi bir kişiyle sınırlı kalsa ve bağımsız bir kontrol grubu olmasa da, fMRI sonuçları, beyinde gerçekleşen değişikliklerin, kitabın bitirilmesinden beş gün sonra bile belirgin halde olduğunu gösterdi.
Bilimsel araştırmalara devam edeceğiz. İlgi alanıza giriyorsa sosyal medyada takip ederek ilk okuyan siz olabilirsiniz.
instagram hesabı: www.insatagram.com/ayildizpdr
Ahmet Yıldız
Yazar/Psikolojik Danışman